ŞİKAYETÇİ OLDU
Hendek’te yaşayan ve bir süredir kanser tedavisi gören 68 yaşındaki Fikret Şeşen isimli vatandaş, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Korucuk Kampüsü’nde alacağı kemoterapi tedavisi için Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi merkez kampüsünde damaryoluna katater takıldı. Kalbe yakın noktaya takılan Port Katater’in takılması sırasında damarı zedelenen ve akciğerinde de delinme meydana gelen Fikret Şeşen, 1 gün hastanede tutulduktan sonra ‘İyileştin’ denilerek taburcu edildi. Evine giden ve burada yoğun ağrı nedeniyle nefes almakta zorlanan Şeşen, yeniden hastaneye getirildi. Burada doktor S.E.’ninkontrolü sonrası yeniden taburcu ettiği Fikret Şeşen, kendisini daha önce gören ve yatırılması gereken A.N. isimli doktorun taburcu edildiğini fark etmesi üzerine hastaneye çağırılarak acilen ameliyata alındı. Günler sonra sağlığına kavuşan Fikret Şeşen ve ailesi, kendisini ölüme terk ettiğini belirten doktor S.E. ve ihmali olan sağlıkçılardan şikayetçi oldu.
YAŞADIKLARINI ANLATTI
Yaşadıklarını Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi’ne anlatan Fikret Şeşen, “İlk seferinde olmadı, ikinci seferinde yeniden uyuşturarak portu taktılar.Fakat ben operasyondan çıkıp servise geçtikten sonra müthiş bir sırt ağrısı, göğüs ağrısı ve nefes alamamak ile karşı karşıya kaldım. Hanımımın gidip doktora bunu söylemesi üzerine ciğer filmi çektiler. Film sonucunda akciğer delinmesi, damar zedelenmesi olduğunu ve iç kanama olduğunu, bana bir tüp takılması gerektiğini söylediler. Taktılar ve o gece kaldı tüp. Ertesi gün saat 11.00’de yatağımda seyyar makineyle gelip bir film çektiler. Sonra kalp damar cerrahisi S.E. bana deliğin kapandığını, kanamanın durduğunu, sıvı birikiminin boşaltıldığını, problem olmadığını, dolayısıyla ‘Seni taburcu edeceğiz’ dediler ve beni taburcu ettiler. Ben eve geldim ancak ağrılarım azalmadı, çok daha fazla arttı” dedi.
“2 KEZ ÖLÜME TERK EDİLDİM”
Yaşadığı ağrılar nedeniyle nefes alamayacak hale gelen ve tekrar hastaneye götürülen Fikret Şeşen, “Ben eve geldim fakat nefes alamıyordum.Hem sırtımdan hem göğsümden sancılar geliyordu. İkinci, üçüncü gün nefes almakta zorlanıyordum, tıkanıyordum dayanamadık. Onlar bana 10 gün sonra kontrole gelin demişlerdi, amaben altıncı gün tekrar kalp damar polikliniğine gittim. Beni acile sevk ettiler. Acile gittik, dedi ki S.S. isimli kalp damar cerrahisi doktoru, ‘göğüs cerrahisinin seni görmesi lazım’dedi, ama acilde bende bir şey olmadığını söyleyerek geri göndermek istediler. Oğlumun tanıdığı bir sağlıkçıya rica etmesiyle tomografi çekildim ve sıvı birikimi olduğu görüldü. Sıvıyı almak için iğneyle müdahale ettiler, sıvı gelmeyince beni yine taburcu ederek gönderdiler” ifadelerini kullandı.
“YAŞAMAM MUCİZE”
İkinci hastane başvurusunda kendisini gören Göğüs Cerrahisi A.N.’nin hastaneye yatırılmasını uygun görmesine rağmen taburcu edilen ve yine A.N.’nin dikkati sayesinde evinden geri çağırılarak hastaneye yatışı yapılan Fikret Şeşen, “A.N. Bey’in de yazısında; ‘hastada damar yırtılması şüphesi vardır, konsültasyon istenmesi uygundur’ yazıyor. Buna rağmen iç kanama devam ederken eve gönderildim ben. Beni iki kez ölüme terk ettiler. Ben altıncı gün polikliniğe gelmeyip de onların verdiği 10 günlük süreyi bekleseydim hayatımı kaybedebilirdim. İkinci kez taburcu edilerek eve gönderildiğim günden bir gün sonra doktor A.N. beni soruyor ve kontrol etmek istiyor. Taburcu olduğumu duyunca hemen eşime telefon ettirerek hastaneye çağırıyorlar ve gittiğimizde beni yatırıyorlar. Göğsümden yaklaşık 3 litre koyulaşmış kan çıkıyor. İçeride pıhtılaşan ve tortu haline gelen kan nedeniyle ameliyata alındım üstelik. Ben tüm bunları yaşarken diğer doktorların uyarılarına ve tavsiyelerine rağmen beni eve gönderen S.E. isimli doktor ise hiçbir şey olmadan hayatına devam ediyor” şeklinde konuştu.
“BUNUN HESABINI VERMELİLER”
S.E. isimli doktordan şikayetçi olacağını belirten Fikret Şeşen, “Sağlık Bakanlığı’na seslenmek istiyorum; sağlık çalışanları ve doktorların hakları için çabalıyorsunuz, ancak ihmal edilen hastaların haklarını kim koruyacak? Ben ailemle birlikte gidip savcılığa suç duyurusunda bulunacağım ama istiyorum ki yaşadıklarımı vatandaşlarda duysun. Buradaki vatandaşlar yaşananları bilsin. Bu yaşananlar nedeniyle kemoterapimde gecikti. Benim istediğim tek bir şey var, bu ihmali gerçekleştirenler bunun hesabını vermeliler. Benim başıma gelen başkalarının başına gelmemeli. İstediğim tek şey bu” dedi.
Adapazarı Akşam Haberleri’nin özel haberidir.
